31 Ekim 2010 Pazar

Sosyal Ağ

"Bosna'da yol yok ama Facebook'ları var".

21. Yüzyılın en büyük bağımlılıklarından biri olan Sosyal ağları Facebook üzerinden inceleyen ilginç bir film. Normal hayatta 3 arkadaşı olmayan bir adamın milyonlarca insanda bağımlılık yaratan bir yazılıma imza atmasının anlatıldığı filmde, kişisel çıkarların ve paranın arkadaşların arasına nasıl girdiğini de işleniyor. Hayatta olan birinin biyografisinin filme çekilmesi çok sık görülen bir şey değil ve Mark Zuckerberg de bundan çok mutlu olmamıştır eminim.



Sosyal Ağ

29 Ekim 2010 Cuma

29 Ekim'de Türk Usulü Ata'nın İzinde



Bugün 29 Ekim ve Atanın izindeyiz.

Atam, hala yasıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!

Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
'Atam, Atam...' derler ama,
Bir adınız var sizin de...

Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de...
Çoktanberi sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!

Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!

Sorma Ata'm, halimizi,
Hal mi kaldi anlatacak...
İşte geldik dizindeyiz!

Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!

Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa'yı
Ama şimdi izindeyiz!

Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!

Evet, doğru söylemişsin:
'Türk milleti çalışkandır! '
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!

Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!

İlerledik Ata'm öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıldır izindeyiz!

Aziz Nesin

12 Ekim 2010 Salı

Sigara Yanıkları -2

Her giden sevgili insanın ruhunda sigara yanıkları bırakır demiştim ya geçen gün. Bu yanıklar bir süre sonra kabuk bağlar. Sonra beklenen olur kabuk düşer . Düşen kabuğun altında ise yanık izleri kalır sadece. Yeni sevgili ise bu kalpte elini dolaştırdığında yanık izinlerini hisseder. Giderken de kendi izlerini bırakır.

Bu izler birikir birikir. Öyle ki artık gelen, yara izsiz bir yer bulmakta zorlanır. Her şey daha zor olmaya başlar. Ruhda el değmemiş bir alan kalmamıştır artık. Yıllar geçtikçe izler çoğaldıkça ilişkiler kısalır. Her dokunuş yara hafızasını tetikler, eskinin korkuları ortaya çıkar yeni ilişkiyi de zehirler. Zehirlenmiş ilişki ise yerini alır kısır döngü içinde.

Yaraların hafızası vardır demin de dediğim gibi. İlle ellenmesi gerekmez zaman zaman kendi kendine de sızlar. Ama her zaman bir umut vardır. O sihirli elin umudu. Kalbinize dokunup yaraları iyileştirecek o elin umudu. Hiç yara açılmamış gibi bir kalbiniz olacağını düşünmek hoşunuza gider. Geçmişte yaşadıklarınız yeni ilişkilerinizi bozmayacaktır. Güzel bir umuttur. Noel Babanın var olduğuna inanmak gibi...

10 Ekim 2010 Pazar

Sigara Yanıkları

Eski sevgililerimizin ruhumuzda bıraktığı sigara yanıkları için AİHM'ye başvursak tazminat alabilir miyiz? Peki kalbimizdeki ayak izleri için Birleşmiş Milletler nezdinde kınama kararı çıkartabilir miyiz?

9 Ekim 2010 Cumartesi

Denge


Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Tanrınız büyük amenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

.

Turgut Uyar